Category: Kentsel kuram
Postmodernliğin Diyalektiği ya da pek sevdiğim ufak bir kuram metni
Postmodernliğin Diyalektiği metni Sinan Tankut Gülhan’ın 2016’da yayınladığı, Ed Soja ve Nan Ellin’in eleştirisini Jorge Luis Borges’in Alef hikayesinin süzgecinden geçirdiği İngilizce bir makale. Burada o makalenin mekânsal pratiklerini anlatıyorum.
Toplumsal Mekân ve Bourdieucü bir Kent Sosyolojisinin İnşası
Sinan Tankut Gülhan’ın bu yazısı Pierre Bourdieu’nün “toplumsal mekân” kavramının yeni kent sosyolojisinin en önemli yayın mecraı ve kurumsal yapısı olan International Journal of Urban and Regional Research üzerinden alanı nasıl tanımladığını, hangi kırılma noktalarına hitap ettiğini, bu kırılma noktaları aracılığıyla nasıl bir bilimsel kopuş müdahalesi, benim deyişimle doksaya yönelik bir “huruç,” tertip ettiğini açıklamayı amaçlar.
Gezegen Çapında Kentleşme ve Covid-19
COVID-19 ve Sosyal Eşitsizlik başlığı altında doktora ve yüksek lisans öğrencilerinin katılımı ile Vefa Saygın Öğütle’nin tertip ettiği açık derslerden kaynaklanan bu söyleşide gezegen çapında kentleşme kavramının teorik ve empirik biçimlerini ve kent çalışmalarının geleceğini konuştuk.
COVID-19 VE SOSYAL EŞİTSİZLİK 5: “Gezegen Çapında Kentleşme” Üzerine Açık Ders
COVID-19 ve Sosyal Eşitsizlik açık dersler serisine “Gezegen Çapında Kentleşme” dersiyle konuk oldum.
Strata: İlişkisel Sosyal Bilimler Dergisi 3. Sayı, Kentteki Ufunet, Editörün Takdimi
Strata: İliskisel Sosyal Bilimler Dergisi’nin Kentteki Ufunet başlıklı üçüncü sayısı kitapçılarda ve internet kitap satış sitelerinde yerini aldı. Editörlüğünü Sinan Tankut Gülhan’ın yaptığı bu sayının takdim yazısını ve içindekileri burada bulabilirsiniz.
Çağlar Keyder’in Oğuz Atay’ın Eseri Üzerine kısa bir yazısı
Neredeyse beş yıl önce, kendi tezim için Milliyet gazetesi arşivlerini karıştırırken çok ilginç bir yazıyla karşılaştım. Sanırım, Oğuz Atay’ın Tutunamayanlar’daki inşaat sektörü, devlet, bürokrasi, aydınlar ve entelektüellerin kendilerini bu Brechtci tuhaflıklar karşısında kaybetmeleri gibi bir sürü temayı eşelerken, Çağlar hocanın bu kısa ama güzel yazısını buldum. Ocak 2014’müş tarih. Atay’ın ruhsat almak için bitmek bilmeyen […]
SSK’nın Ölümü
Şimdi ilk ne zaman gittiğim hatırlamıyorum SSK İşhanı’na, herhalde lise yıllarında değildi. Lise, belki de ortaokul, yaşlarımda gitmek için biraz fazlaca tehlikeli, dehlizvari, korkutucu bir mekândı. Açıkçası, ilk girdiğimde içeride böyle bir şeyin -bir hayat kitlesi, kalbi deli gibi atan bir aşırılık, hiç durmayacakmış gibi sıkış tıkış ve en alt kattaki tanzim kasaplardan kaçarcasına yukarıya […]