Category: hikaye
Bir zamanlar Taşrada
O noktada, işlerin pek de parlak olmayacağına, kimsenin hakkının kimsede kalmadığı bir dünya yerine, eline ahşap cetvel alanın eli minnacık olanlara vuracağı bir dünyada yaşayacağımı düşünmeye başlamıştım. Duygu’ya bunu yapan dünya, benim gibi sürekli burnu kanayan koca burunlu kısacık bir oğlana neler yapmazdı.
Ankara, Ayrancı ve Rüyaların Kentsel Dönüşümü
Ankara ve Ankara’da Ayrancı’ya dair ufak bir hikaye
Bir Binghamton Yazı: Sel, Felaket ve Sular Altında Kalan Evler
Öğrenci evlerinin en büyük sıkıntısı, içerisiyle dışarısı arasında hiçbir fark olmamasıdır. 2006’da, yağmurun artık hiç durmayacağını zannettiğim anlardan biriydi. Çatı katındaki evde, yağmurun tıpırtısı artık o kadar sıradan ve sıkıcı bir hal almıştı ki, biraz kesildiğinde kendimi dışarı atasım geliyordu.
Cebeci’den Kızılay’a Yürümek
Ben daha yakın tarihlerden bir yazı zannediyordum, Can Öktemer, 2017’de yazmış Cebeci’den Kızılay’a Yürümek yazısını, flanör ekiyle. Ben de birkaç defa Ankara Üniversitesi’ne zamanında orada olan arkadaşlarımı ziyarete gitmekle beraber, Cebeci rotasını çok geç adımlayan Ankaralılardan sayılırım. Ayrancı çocuğuydum, Ayrancı’da doğdum, orada büyüdüm, ilk gençliğim, doktoraya başladığım 22 yaşında ABD’ye gidene kadar Ayrancı’da geçti. Ayrancı’dan…
Yeni bulunan zamanı takip etmekten vazgeçmeye dair
Sinop ve Samsun arasında geçen ufak bir hikaye. Zamanın hiç de akmadığı anlardan kalan, bir yanı sahilden diğer yanı bahçelerden geçen bir anlatı.
Bir İmge Bin Kelime Hakkında
Bundan bir, bir buçuk sene önce, Ghost altyapısını kullanarak yeni bir blog türevi oluşturmaya karar vermiştim. Ghost, bir hayli dinamik, daha az sorun barındıran bir blog türevi gibi görünüyordu. Hâlâ da duruyor, yukarıda menüden imgeler kısmında Ghost altyapısına sahip görsel bloguma bakabilirsiniz. Ancak bu bir senede, covid’in getirdiği durgunluk zaten blogun hepsine sirayet etti. Bir…
SSK’nın Ölümü
Şimdi ilk ne zaman gittiğim hatırlamıyorum SSK İşhanı’na, herhalde lise yıllarında değildi. Lise, belki de ortaokul, yaşlarımda gitmek için biraz fazlaca tehlikeli, dehlizvari, korkutucu bir mekândı. Açıkçası, ilk girdiğimde içeride böyle bir şeyin -bir hayat kitlesi, kalbi deli gibi atan bir aşırılık, hiç durmayacakmış gibi sıkış tıkış ve en alt kattaki tanzim kasaplardan kaçarcasına yukarıya…
Taşrada Büyümeyen Çocukların Bilmedikleri Hikâyeler I
Anadolu’nun küçük şehirlerinden birisi. Bütün küçük şehirler gibi tenha saatleri kalabalık saatlerinden fazla. Otogarı anayolun kıyısında. Biz anayolda durmuyoruz, ufak kasabanın ilerisinde, denizin artık rüzgârlarını salıp da, kuş yuvalarını darmadağın etmediği bir yerde duruyoruz. Bir şantiye. Şantiyelere girmez kuşlar yuva yapmaya. Kasaba çok ufak, içinde köpekler koştuklarında kendi gölgelerine çarpıyorlar. Sahilde bir liman, liman demeye…