Sinan Tankut Gülhan’ın Kişisel Blogu
Sosyoloji, Hayâller ve İmgeler
V. İlişkisel Sosyal Bilimler Kongresi Açılış Oturumu
5. İlişkisel Sosyal Bilimler Kongresi’ni de online -ya da çevrimiçi- mecrada gerçekleştirmek zorunda kaldık. Nazlı Ökten, Vefa Saygın Öğütle, Polat Alpman ve Sinan Tankut Gülhan’ın konuşmacı olarak yer aldığı oturumu şuradan izleyebilirsiniz.
V. İlişkisel Sosyal Bilimler Kongresi
28 Mayıs 2021’de 5. İlişkisel Sosyal Bilimle Kongresi başlayacak. Nazlı Ökten, Vefa Saygın Öğütle, Sinan Tankut Gülhan ve Polat Alpman’ın açılış oturumunda yer alacağı kongrede, 8 oturumda ilişkisel sosyal bilimlerin güncel birikimi tartışılacak.
Postmodernliğin Diyalektiği ya da pek sevdiğim ufak bir kuram metni
Postmodernliğin Diyalektiği metni Sinan Tankut Gülhan’ın 2016’da yayınladığı, Ed Soja ve Nan Ellin’in eleştirisini Jorge Luis Borges’in Alef hikayesinin süzgecinden geçirdiği İngilizce bir makale. Burada o makalenin mekânsal pratiklerini anlatıyorum.
Modern bir mitos: İntikam
Coppola’nın Godfather serisinden edebiyatın modern örneklerine uzanan intikam mitosu hakkında bir düşünme pratiği.
Toplumsal Mekân ve Bourdieucü bir Kent Sosyolojisinin İnşası
Sinan Tankut Gülhan’ın bu yazısı Pierre Bourdieu’nün “toplumsal mekân” kavramının yeni kent sosyolojisinin en önemli yayın mecraı ve kurumsal yapısı olan International Journal of Urban and Regional Research üzerinden alanı nasıl tanımladığını, hangi kırılma noktalarına hitap ettiğini, bu kırılma noktaları aracılığıyla nasıl bir bilimsel kopuş müdahalesi, benim deyişimle doksaya yönelik bir “huruç,” tertip ettiğini açıklamayı…
Gezegen Çapında Kentleşme ve Covid-19
COVID-19 ve Sosyal Eşitsizlik başlığı altında doktora ve yüksek lisans öğrencilerinin katılımı ile Vefa Saygın Öğütle’nin tertip ettiği açık derslerden kaynaklanan bu söyleşide gezegen çapında kentleşme kavramının teorik ve empirik biçimlerini ve kent çalışmalarının geleceğini konuştuk.
Cebeci’den Kızılay’a Yürümek
Ben daha yakın tarihlerden bir yazı zannediyordum, Can Öktemer, 2017’de yazmış Cebeci’den Kızılay’a Yürümek yazısını, flanör ekiyle. Ben de birkaç defa Ankara Üniversitesi’ne zamanında orada olan arkadaşlarımı ziyarete gitmekle beraber, Cebeci rotasını çok geç adımlayan Ankaralılardan sayılırım. Ayrancı çocuğuydum, Ayrancı’da doğdum, orada büyüdüm, ilk gençliğim, doktoraya başladığım 22 yaşında ABD’ye gidene kadar Ayrancı’da geçti. Ayrancı’dan…
Yeni bulunan zamanı takip etmekten vazgeçmeye dair
Sinop ve Samsun arasında geçen ufak bir hikaye. Zamanın hiç de akmadığı anlardan kalan, bir yanı sahilden diğer yanı bahçelerden geçen bir anlatı.
Eskiden sonra yeni başlamıyor, yeniden sonra eski başlıyor: Kahve ve Taşra
Ne özlediğimizi artık hatırlamadığımız ve özlem yerine haz ya da hırsla yaşadığımız için, kahvenin artık bizim hikayemizde pek bir yeri yok. Kore filmlerini ya da Japon filmlerini hatırlarsanız, hiçbirinde zamansızlığa yer bulunmaz, herşey yerini beklemelidir. Acı, haz, arzu, özlem, niyet, beklemek bile beklemesi gereken yeri bilmelidir. Bizim bir hikayemiz vardı değil mi, acı çekerken, olurken,…