Tag: seyahatname

  • Gaziantep’ten Orta Avrupa’ya Seyahat Notları III: Soğuk ve Yağmurlu bir sabahtı

    Gaziantep’ten Orta Avrupa’ya Seyahat Notları III: Soğuk ve Yağmurlu bir sabahtı

    Uzun süren beş günlük Prag seyahatinin başlangıcındayız, soğuk ve yağmurlu bir sabahtı, hep olduğu gibi. İstanbul, üç gün sürdüğünü öğrendiğim bir Lodos sıcağından kurtulmak için kendini bir kere daha yağmura ve fırtınaya teslim etmişti.

  • Gaziantep’ten Orta Avrupa’ya Seyahat notları II

    Gaziantep’ten Orta Avrupa’ya Seyahat notları II

    Bundan 10 yıl kadar önce, bir daha asla İstanbul’dan ayrılamayacağımı düşünerek hayıflanırdım. Şehir boğucuydu, yaşadığım yerlerde şansımı fazla zorladığımı düşünüyordum, metro-metrobüs ve bitmek bilmeyen yürüyüş adımları, omuz omuza bindiğimiz metrobüsler, ödünç arabalarla şehrin bitmek bilmeyen çevreyollarında kendi kendimi kaybolmuşken bulmalar, akşam üzeri balık pazarından aşağı kendimi saldım mı unutuluveren sıkıntılar, öğleden sonra Moda sahilde flanörlükler,…

  • Avrupa’dan Notlar: Kendimizin Taşrasındayız, Dünya Değişiyor

    Avrupa’dan Notlar: Kendimizin Taşrasındayız, Dünya Değişiyor

    Przemysl-Berlin treni, 2. Dünya Savaşı’ndaki tren görüntülerini hatırlatıyor. Przemysl, Lviv’e en yakın Polonya şehri. Trenin son vagonları tıka basa Ukraynalı göçmenlerle doluydu. İstasyonda yanlış yerde durduğumuz için üç vagonu da kat ettik. Yatağını-döşeğini, kedisini köpeğini kapmış, çoluğu çocuğu sersefil yüzlerce insan, saatlerdir trende, Berlin’e gitmeye çalışıyorlar. Frankfurt-Oder’de, 1-1,5 saat güvenlik kontrolü ve pasaport araması -Schengen’de…

  • Yeni bulunan zamanı takip etmekten vazgeçmeye dair

    Yeni bulunan zamanı takip etmekten vazgeçmeye dair

    Sinop ve Samsun arasında geçen ufak bir hikaye. Zamanın hiç de akmadığı anlardan kalan, bir yanı sahilden diğer yanı bahçelerden geçen bir anlatı.

  • Binghamton: Bir büyük macera

    Binghamton: Bir büyük macera

    Amerika’nın insanı en çok şaşırtan yanı bütün o azametinin yanında hüküm süren yoksulluk. O 1950’ler ve 1960’lar güzellemesine bakmayın, ülkenin çok geniş bir kesimi zaten o güzellemenin güzel olduğu vaktin ne kadar da yıkılmış olduğunu fark etmeden yaşıyor. Johnson City’de, Main Street üzerinde postanenin hemen yanı başında oturuyorum. Akşam saat altı yedi dedi mi eve…

  • Erbaa’da bir Yaz Seyahati: İkincil Şehirlerin Sosyolojisi

    Erbaa’da bir Yaz Seyahati: İkincil Şehirlerin Sosyolojisi

    Erbaa’da bir Yaz Seyahati: İkincil Şehirlerin Sosyolojisi

  • Gaziantep’te nerede ne yemeli: Bir Akademisyenin Önerileri

    Gaziantep’te nerede ne yemeli: Bir Akademisyenin Önerileri

    6 senedir yaşadığı şehir Gaziantep’in çok meşhur yemek ve lokantacılık sektörü üzerine Sinan Tankut Gülhan’dan şehirliler dışında az bilinen kebap, lahmacun ve bilumum ocakbaşı tüyoları ve öneriler.