Türkiye'de Enflasyon Ölçümü: TÜİK ve ENAG Verileri Karşılaştırması

TÜİK ve ENAG enflasyonu arasındaki %2.57'lik ortalama fark, basit bir istatistiksel sapma olmaktan ziyade, ekonomik ve siyasi hegemonyanın inşasında rakamların nasıl kullanıldığının çarpıcı bir göstergesidir.

Türkiye'de Enflasyon Ölçümü: TÜİK ve ENAG Verileri Karşılaştırması
TÜİK ve ENAG Enflasyon Verileri Karşılaştırması
Ekim 2020 - Mart 2025
ENAG - En Yüksek Aylık
19.35%
Aralık 2021
TÜİK - En Yüksek Aylık
13.58%
Aralık 2021
Ortalama Fark
+2.57%
ENAG > TÜİK
Son 6 Ay Ortalaması
4.58% / 2.65%
ENAG / TÜİK
ENAG
TÜİK

Notlar:

  • ENAG (Enflasyon Araştırma Grubu) ve TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) verileri arasında önemli farklılıklar görülmektedir.
  • ENAG'ın açıkladığı aylık enflasyon verileri, TÜİK verilerine göre ortalama %2.57 daha yüksektir.
  • Her iki kurumun ölçümlerinde de en yüksek aylık enflasyon Aralık 2021'de gerçekleşmiştir (ENAG: %19.35, TÜİK: %13.58).
  • En büyük fark Mayıs 2023'te görülmüştür; ENAG %7.35 enflasyon ölçerken, TÜİK %0.04 ölçmüştür.
  • Son dönemde (2024-2025) her iki kurumun verileri arasındaki fark azalma eğilimindedir.

Türkiye'nin ekonomik manzarasını anlamlandırmak, çoğu zaman, rakamların ardındaki gerçekliği görebilme meselesidir. Yukarıdaki veri görseli, Ekim 2020 ile Mart 2025 arasında TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) ve ENAG (Enflasyon Araştırma Grubu) tarafından açıklanan enflasyon verilerinin karşılaştırmasını sunuyor. Bu karşılaştırma, sadece iki kurumun metodolojik farklılıklarını değil, aynı zamanda Türkiye'de rakamların nasıl siyasi bir anlam kazandığını da gözler önüne seriyor.

TÜİK ve ENAG arasındaki %2.57'lik ortalama fark, basit bir istatistiksel sapma olmaktan ziyade, ekonomik ve siyasi hegemonyanın inşasında rakamların nasıl kullanıldığının bir göstergesi. Bu fark, sıradan vatandaşın gündelik hayatında hissettiği ekonomik gerçeklik ile resmi söylem arasındaki uçurumu simgeliyor. Nasıl ki inşaat sektörü, bir zamanlar ülkenin kalkınma simgesi olarak görülüp, sonra kentsel rantın paylaşım aracına dönüştüyse, enflasyon rakamları da benzer bir dönüşüme uğramış durumda.

En çarpıcı örnek, Mayıs 2023'te görülüyor: ENAG %7.35 enflasyon ölçerken, TÜİK sadece %0.04 ölçmüş. Aradaki %7.31'lik fark, adeta iki farklı ülkeden bahsedildiği izlenimini veriyor. Aralık 2021'de her iki kurumun da en yüksek aylık enflasyonu kaydetmesi (ENAG: %19.35, TÜİK: %13.58) ise, krizin artık saklanamaz boyuta ulaştığı anların göstergesi.

Tıpkı "ülkenin şantiyeye dönmesi"nin gururla tekrar edilen bir politik mecaz haline gelmesi gibi, düşük enflasyon rakamlarıyla övünmek de iktidarın ekonomi-politik söyleminin vazgeçilmez parçası oldu. Ancak rakamların arkasındaki yaşamsal gerçeklik, marketlerde, kira sözleşmelerinde, faturalarda kendini gösteriyor.

Son 6 aylık ortalamalara baktığımızda (ENAG: %4.58, TÜİK: %2.65), farkın azalma eğiliminde olduğunu görüyoruz. Bu durum, çeşitli gözlemciler tarafından yakın zamana kadar ekonomik toparlanmanın bir işareti ya da metodolojik düzeltmenin -irrasyonel politikaların sona ermesiyle- neticesinde gerçekleşmiş olabilir. Ancak geçmişteki büyük sapmalar, toplumsal hafızada derin izler bıraktı.

Enflasyon verilerindeki bu ikiliğin, neo-liberal neo-dirijizmin siyaset pratiğinin bir hikâyesi olduğunu söylemek mümkün. İki enflasyon ölçümü arasındaki makas, iktidarın ekonomik gerçekliği şekillendirme çabasının ve toplumun bu gerçekliği deneyimleme biçiminin özetidir.

TÜİK'in aylık enflasyon verisinin daha detaylı ısı haritasını Türkiye'de son siyasi gelişmeleri değerlendirdiğim Rekabetçi Otoriteryanizm yazımda ele almıştım: tıklayın (hayli uzun yazının son kısımlarında). Orada da en ilgi çekici mesele, 2005-2018 arasında yıllık enflasyonun en yüksek geldiği ay olan Ekim'in, bu itibarını 2018'den beri kaptırmış olması. Neredeyse tanınabilir bir desen, bir örüntü kalmamış durumda. Bu da istatistiki veri derlemesinin metazori gerçekleştiğini gösteren bir işaret, rakamlar çoğunlukla örüntü taşırlar, rastgele değillerdir. Hatta, rastlantısallık bile en güvenilir örüntüdür. Ortada örüntü kalmazsa, oraya insan eli değdiğine emin olabilirsiniz.

Verilerin derlenmesi

TÜİK, en azından AB'ye uzak da olsa girme ihtimalimizin bulunduğu yıllarda veri paylaşma takvimini ve verileri erişilebilir hâle getirmişti. Yıllar içinde bu verileri peyderpey kapatsa da, enflasyon gibi ekonomik açıdan bu en önemli veriyi -eskisi gibi detaylı olmasa bile- hâlâ paylaşıyor. Gidişat düşünülürse, paylaşmayacağı günler de pek uzak olmayabilir.

ENAG, çok tanınmasına rağmen, çok kısıtlı bir web sitesine sahip. Bütün gün ENAG'ın aylık verilerini bulabileceğim bir yeri aradım. Bulamadım. Aylık haber raporlarına düşen dışında başka bir şey yok. Belki ben bulamadım, bilemiyorum.

Sonuçta, ENAG verileri sadece Twitter üzerinde derli toplu bir biçimde var. O nedenle, javascriptle bir veri madenciliği uygulaması yazdım, hesabın açıldığı günden beri paylaşılan 600 küsur tweeti json dosyası haline getirdim. O json dosyasını da Gemini 2.5 pro'ya verip, aylık enflasyon datasını tek bir json dosyası haline getirmesini istedim.

Bundan evvel, kod yazmadan daha çabuk indirebilirim diye brightdata'nın deneme sürümünü kullandım. Twitter X olduğundan beri, dışarıdan sadece 100 tweete bakılabildiğini böylece öğrenmiş oldum. Ben de neden hepsini alamadı diyordum. Yani, authentication, captcha vesaire gibi işlevleri de yerine getirecek bir kod yazmak kaçınılmaz oldu.

Web sitesinin basitliği de düşünülürse, bir dizi webscraper'la online alışveriş ortamlarının fiyatlarını taradığını tahmin ettiğimiz ENAG açıkçası çok ümit vaadetmedi. Ne var ki, bu siyasi ortamda böylesi bir işe girişmek, tüm yasal tehditlere rağmen neredeyse 5 senedir bunu düzenli bir biçimde yapmayı başarmak çok büyük saygıyı hak ediyor.

Fakat, kestirebildiğim, ENAG rakamlarının doğrudan İstanbul'un üst orta ücretli kesimleriyle ilgili olduğu, pazar, fırın gibi alt ve alt-orta sınıfların tüketimine yönelik fiyatları yeterince kapsamadığı. Bu açıdan, İTO'nun İstanbul fiyat endeksi bir ara çizgi oluşturabilirdi. Ama oluşturamazdı, çünkü İTO'nun web sitesinde son bir iki açıklama dışında hiçbir bilgi yok. Onun hakkında daha detaylı bir kod yazıp, twitter deryasından -belki de Google News'ten- çekip almak gerekiyor.

Türkiye, veri paylaşımı, açık kaynakların oluşturulması, sürekliliği ve güncelliği açısından da bir kere daha sınıfta kaldı.