Batı Mimarlık Tarihi Dersleri

Roma mirasından Karolenj hanedanına uzanan bu ilk ders, Batı mimarlığı tarihini yalnızca taş ve kemerlerin değil, ‘Batı’ kavramının icadının ve mekânın felsefi anlamının da hikâyesi olarak ele alıyor.

Batı Mimarlık Tarihi Dersleri

Gaziantep Üniversitesi mimarlık fakültesinde bir süre verdiğim, Uludağ Mimarlık fakültesinde de bir süredir vermekte olduğum dersler serisinin düzenlenmiş, görsel olarak az da olsa kurgulanmış versiyonu. Vakit buldukça derslerin geri kalanlarını da paylaşmayı ümit ediyorum.

Bu ders, Batı mimarlığı tarihini Romanesk dönemden (yaklaşık MS 900 yılından) 20. yüzyıla kadar ele alan bir yolculuğun ilk adımıdır. Batı mimarlığı tarihi sadece bir yapı kataloğu değil, aynı zamanda "Batı" kavramının nasıl icat edildiği ve mekânsal olarak nasıl yorumlandığına dair kavramsal ve felsefi bir sorunsalı da beraberinde getirir [02:05:00].

1. Batı'nın İcadı ve Roma Mirası

Modern bir icat olan "Batı"nın temelini, Antik Yunan'dan ziyade Roma İmparatorluğu geleneği oluşturur [03:14:00]. Roma, ilk dünya imparatorluğu olarak, kendini "Senatus Populusque Romanus" (SPQR) yani "Roma Senatosu ve Halkı" olarak tanımlamıştır [04:10:00].

  • Coğrafi Odak: Roma İmparatorluğu, ağırlık merkezini Akdeniz coğrafyasına odaklamış; bugünkü Almanya ve ötesi gibi bölgeler üzerinde kalıcı bir hâkimiyet kuramamıştır [07:34:00].
  • Doğu-Batı Ayrımı: Roma'nın zengin ve varlıklı kısmı, birinci yüzyıldan itibaren imparatorluğun doğusu (Mısır, Anadolu, Ege Sahilleri) olmuştur [08:16:00]. Batı Roma'nın daha yoksul ve güçsüz kalması, "Barbar" olarak adlandırılan Germen kabilelerinin baskısı karşısında yıkılmasına neden olmuştur [09:13:00].

2. Karanlık Çağ ve Karolenj Rönesansı

Batı Roma'nın yıkılmasıyla ortaya çıkan küçük devletçikler döneminde, Batı Avrupa medeniyeti Roma'nın ulaştığı seviyeden oldukça ilkel bir konuma gerilemiştir.

  • Şarlman'ın Birleştirici Gücü: Germen kökenli bir Frank kabilesi şefi olan Şarlman (Charlemagne/Karolus Magnus), 768-814 yılları arasındaki uzun hükümranlığı sırasında bugünkü Fransa, Benelüks ve Almanya'yı tek bir çatı altında toplamayı başarmıştır [14:12].
  • Kutsal Roma İmparatoru: Şarlman, 800 yılında Papa III. Leo tarafından Taç giydirilerek Kutsal Roma Germen İmparatoru ilan edilmiş ve feodal Avrupa'nın kurucusu olarak anılmıştır [14:27].
  • Yeniden Doğuş Çabası: Batı sanatının ve mimarisinin basitliği karşısında Şarlman, bir "Karolenj Rönesansı" başlatarak Roma'nın devlet sistemi ve medeniyetini yeniden canlandırmayı hedeflemiştir [18:57]. Ancak bu çaba, Avrupa'nın o dönemki koşulları nedeniyle tam başarıya ulaşamamıştır.
  • Erken Avrupa Mimarisi: Lorsch Kapısı (Torhalle) [21:41], Roma döneminden kalmayan, Zafer taklarını taklit eden, basit ve sade yapısıyla günümüzdeki anlamıyla Batı mimarlığının başlangıcı kabul edilebilecek en eski "hakiki Avrupalı" örnektir [22:09].

3. Kiliseler ve Romanesk Mimarinin Doğuşu

Şarlman İmparatorluğu'nun parçalanmasıyla Avrupa uzun bir süre siyasi bütünlükten uzak kalmış, bu süreçte Kilise ve özellikle manastırlar birleştirici ve örgütleyici güç haline gelmiştir [26:37].

  • Manastırların Rolü: Manastırlar (Örnek: Gülün Adı filmine konu olan manastır) [27:16], yalnızca dini değil, aynı zamanda hem üretim hem de bilginin aktarıldığı ve korunduğu merkezler, bir anlamda üniversite fikrinin başlangıcı olmuştur [27:54].
  • Romanesk Dönem (yaklaşık 1000–1250): Bu dönem mimarisine, Roma mimarisine benzemesi ancak Roma'nın ileri inşaat bilgisinin kaybolmasından dolayı Romanesk adı verilmiştir [36:41].
  • Temel Sorun: Statik: Romanesk mimarinin en ciddi sorunu, ağır taş çatıyı (beşik tonozlar) ayakta tutabilmekti [37:26]. Yarı dairesel Roma kemerlerinin kullanılmasına rağmen, mimarlar deneme-yanılma yöntemiyle statik sorunlarla mücadele etmiştir [39:07].
  • "Karanlık Çağ" Mimarisi: Kalıcı bir yapı inşa edebilmek için gereken uzun, güçlü taş duvarlar, ışık için açılabilecek her boşluğun (pencerenin) statik açıdan ciddi bir sorun yaratması anlamına geliyordu [39:30]. Bu zorunluluk, iç mekânların karanlık olmasına ve dönemin "Karanlık Çağ" olarak anılmasına neden olan en önemli mimari özelliklerden biridir. Cam ise o dönemde en pahalı malzeme olduğu için sivil yapılarda neredeyse hiç pencere bulunmuyordu [40:15].